(2 Nisan– 1 Mayıs 2007)

“Buradaki esas mesele, insanın kendisinden açımlayarak tanımladığı çevresini, kendi mekânsal kurgusu olarak "ev"leştirmesidir. Kendini güvende hissettiği, yabancılaşmanın ortadan kalktığı bu durum, aynı zamanda kentleşme süreci olarak da algılanabilir. Dünyanın içine doğan insan, onun tekinsizliğinden kaçarak kendi kurgusal evinde huzur ve güven bulmaya çalışır. Masa kadrajının içindeki bahçe, önceden belirlenmiş, tanımlı, steril bir mekânda, ehlileştirilmiş bir değişkenlikler, belirsizlikler alanıdır. Bu iki durum (steril ve statik masa ile güvensiz ve değişken doğa) arasındaki gerilim, insanın bu olgusal doğa parçasını kendi faydasına tekrardan kurgulamasıyla uzlaşımlı bir hale dönüştürülmüştür. Burada, Masa’nın mekânsal bağlamında, ağacın ışığa duyarlı mekanik hareketi, tuhaf olmaktan çok anlaşılır olana uzlaşılabilene dönüşmektedir.” [Şeref Erol]